Osmanlılar
İlhanlılar’ın Anadolu üzerindeki egemenlikleri süresince İlhanlı sikkelerini
kullanmışlar, İlhanlı Valisi Timurtaş’ın Mısır’a kaçması üzerine de,
H.727/1326-27 tarihinde kendi adlarına bastırılmış gümüş sikkeleri kullanmaya
başlamışlardır. 15.Yüzyılın son çeyreğine kadar gümüş akçe ile bakır mangırdan
oluşan Osmanlı sikkeleri, H.882/1478 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından
sultani ya da hasane-i sultaniye adı altında ilk altın sikkenin darbettirilmesi
(bastırılması) ile yeni ve önemli bir aşama kaydetmiştir.
Çift
metalli denebilecek Osmanlı para düzeninde temel ödeme aracı olarak gümüş akçe
kullanılmıştır.; gümüş akçenin, gümüş içeriği düşürülmek suretiyle, gerekli
görüldükçe tağşiş edilebilmesi mümkün bulunmaktadır, oysa altın liralar, altın içeriği
Venedik dükası ve diğer yabancı sikkelere bağlı olduğu için, 17. Yüzyıl
sonlarına kadar standardını korumuştur.
Osmanlı
para sistemi, 1844’e kadar, iki metaldeki, altın ve gümüşteki, fiyat dalgalanmalarına
yol açtığı parasal istikrarsızlık yanında, hem tağşiş yönteminin yol açtığı
sürekli develüasyonlardan, hem 1810’lardan beri kullanılan ve piyasadaki değeri
hileli alaşımlar ve 1833 – 1839 yıllarında yeni basımlar sonucu tedavüldeki
miktarları sürekli artan beşlik (beş kuruşluk sikke) ve altılık (altı kuruşluk
sikke) madeni paraların çok büyük oranda kaynağını oluşturduğu enflasyondan da
olumsuz etkilenmiştir. Tahşiş edilmiş paralar aynı zamanda ithal mallarında
devamlı fiyat artışlarına yol açmış, kamu gelirleri değeri düşmüş para olarak
tahsil edildiğinden, Devlet maliyesi de sarsılmıştır. Örneğin, II.Mahmut
döneminde (1808 - 1839) Osmanlı metal parasının ismi ve biçimi altın baskıda 35
kez, gümüş baskıda ise 37 kez değiştirilmiştir.
Diğer
taraftan, Osmanlı Maliyesi, 1770’lerden 1840’lara kadar uzanan dönemde yaşanan
savaşlar ve II.Selim’in saltanatı (1789 - 1807) sırasında başlayıp, II.Mahmut
(1808 - 1839) zamanında girişilen, örneğin 1826 yılında Yeniçeri Ocağı’nın
kapatılarak Nizam-ı Cedit Ordusu’nun kurulması ve asker sayısının 120.000’lere
kadar artırılması ve diğer reform çalışmalarının da sonucu olarak, büyük bütçe
açıkları ile karşı karşıya kalmış, açıkların giderilmesi amacıyla başvurulan
sıkı vergi denetimleri ve yeni kaynak arayışları yeterli gelmeyince, iç
borçlanmaya ağırlık verilmiş, bu da yetmeyince II.Mahmut döneminde tarihinin en
büyük tahşişlerine başvurmak zorunda kalmıştır; Osmanlı kuruşunun içinde 1690
yılında 15,6 gram, 1740 yılında 14,5 gram, 1757 yılında 11,4 gram, 1789 yılında
6,9 gram ve 1808 yılında yılında 5,9 gram gümüş bulunmakta iken, bu miktar 1831
-32 yılında %83 oranında azalarak 0,5 grama gram ile en düşük düzeyine inip,
para reformu ile birlikte kuruşun içindeki gümüş miktarı tekrar 1 grama
yükselmiştir. Daha 1838’de, Abdülmecid tahta çıktığında, finansal ve parasal
alanda reform ihtiyacı çok belirgin bir hal almıştı. Yine, 1844’e kadar ki
dönemde, parasal sorunlara çare olmak üzere, çeşitli ayar vezinlerde 47 çeşit
gümüş para ve yine muhtelif adlarla altın paralar tedavüle çıkarılmış, ancak,
bunlar, savaşlar karşısında merkezi devleti güçlendirmek üzere Hazineye gelir
sağlamak amacı ile zaman içinde en büyüğü 1585’te olmak üzere, büyük oranda
tahşiş edilmiştir.
Gümrüklerin
1838 Balta Limanı Ticaret Anlaşması ile %13’ten %3’e indirilmesi ve özellikle
döviz sıkıntısına, dolayısı ile dış ödemelerde güçlüklere ve paranın değerinin
düşmesine yol açmıştır.
Islahat
hareketlerinin yoğunlaştığı, dünya piyasalarına açılmaların arttığı, dış
ticaret ilişkilerinin geliştiği ve genişlediği, demiryolları ve liman yapım
işlerinin ve yabancı sermaye sahipli bankacılık kurumlarının yaygınlaştığı 19.
Yüzyıl başlarında parasal istikrar sadece Avrupalılar bakımından değil, Osmanlı
Devleti için de büyük önem ve öncelik kazanmıştı.
Belirtilen
nedenler, ihtiyaçlar ve içinde bulunulan koşullar değerlendirilecek ve olası
sakıncaları gidermek üzere, Osmanlı İmparatorluğu’unda 1844 yılında ‘Genel Para
Reformu’na gidilmeye karar verildi.
‘’Usul-ü
Cedide Üzere Tashihi Ayar’’ kararnamesiyle kabul edilen 1844 Yılı Para
Reformu’nun amacı Osmanlı parasını,
İngiliz parasına karşı kurun sabit tutulması suretiyle,
istikrara
kavuşturmak ve tüm ülkede tek bir para birimi kullanımını geçerli kılmaktı.
Tağşiş edilmiş eski gümüş paralarla eski
altın paralar tedavülden kaldırılmış, tashih-i ayar (ya da tahsis-i sikke)
adıyla çift metal sistemi diyebileceğimiz altına dayalı ‘Mecidiye Lirası’ ve
gümüşe dayalı ‘Mecidiye Kuruşu’ para birimlerinden oluşan 1 Altın Lira = 100
Gümüş Kuruş eşitliğinde desimal (onluk) yeni bir para sistemine geçilmiştir.
1844’den sonra, 6,6 gram (o dönemin
ağırlık birimi ile iki dirhem bir çekirdek) saf altın içeren ‘altın lira’ ya da
‘altın mecidiye’ halinde olan altın en önemli alımlar için ya da geleneksel
Osmanlı yatırım aracı olarak kullanılmış, ‘gümüş kuruş’ ve en çok baskısı
yapılan ve adına mecidiye denilen gümüş 20 kuruş ise daha çok günlük
gereksinimlerde kullanılmış, Birinci Dünya Savaşı’na kadar 1 İngiliz Lirası =
1,1 Osmanlı Lirası paritesi değişmemiştir.
Bu reformun getirdiği Osmanlı yeni
metal ‘mecidiye kuruş’ yüksek kalite ithal gümüş kullanılarak İngiltere’den
getirilen makinelerde basılmıştır. 1844 – 1878 yılları arasında altın lira her
biri aynı zamanda 1 gram saf gümüş içeren 100 gümüş kuruşa eşit kabul edilmekte
iken, 1878 yılından itibaren gümüşün bulunabilirliği azalmış, gümüşle altın
arasındaki bağ kesilmiş ve çift metal sistemi bırakılarak, Osmanlı parası için
altın tek standart haline gelmiştir.
Çift metal sistemini terk ederek,
1880 yılına kadar, ABD ve çoğu Avrupa ülkelerininde kabul ettiği ‘topal’ altın
standardında, gümüş yasal olarak ödeme aracı olarak tanınmaya devam etmekle
beraber, artık, darphaneler tarafından basılmadığı için, ticari işlemlerde
fazla önemi kalmamış oluyordu.
Osmanlı Devleti’de geniş birimlerde
gümüş sikke, özellikle de ’20 kuruş mecidiye’ darp etmeyi durdurdu; ancak 1916
yılına kadar mevcut gümüş sikkeler ödeme olarak kabul edilmeye devam edildi.
1922 yılına kadar, Osmanlı
Devleti’nin piyasaya sürdüğü altın ve gümüş sikkeler 1844’de belirlenen
standartlara sadık kalmıştır.
1850 – 1914 döneminde Osmanlı altın
lirasının diğer paralara göre paritesi ise şöyle idi:
1 İngiliz Sterlini = 1,1 Osmanlı
Lirası
1 Fransız Frangı = 0,044 Osmanlı
Lirası
1 ABD Doları = 0,229 Osmanlı Lirası.[1]
[1] Biltekin
ÖZDEMİR, Osmanlı Devleti Dış Borçları,
T.C. Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı Yayını, İkinci Baskı,
Ankara, Şubat 2010, s.18-19-20-21-22
Yorumlar