Günümüzde
söylenen bir söz vardır; ‘’Ortaçağ Karanlığı’’ diye söylenir durur. Peki, niye
karanlık? Kimin için karanlık, kimin için aydınlık diye düşünmek lazım. Ortaçağ
dediğimiz zaman aralığı tarihçiler tarafından, kavimler göçü olayıyla başlayan
ve Fatih’in İstanbul’u fethetmesiyle son bulan devirdir. Fakat ilginç olan ise
o dönemde batı(Avrupa), derebeyleri ve kilise tarafından yönetiliyor
bilim-teknikte ilerleme çok zayıftı. O dönemde doğu(İslam ülkeleri)’ya
baktığımızda, bilim-teknikte büyük ilerlemeler kaydedilmiştir. İbni Sina,
Farabi, İbni Haldun, El Biruni gibi bilim adamları yetişmiştir. Daha ismini
sayamadığım çok değerli bilim adamı bu dönemde yetişmiştir. Yani ortaçağ
karanlığı denilen devirde, aslında öncesinde de dediğim gibi ortaçağ aslında
İslam dünyası için çok aydınlık bir dönem olmuştur. Avrupa haçlı seferleri ve
İspanyadaki Endülüs Emevi Devletinin çalışmaları sonucunda İslam dünyasının bu
değerlerini keşfetmiştir. Peki, bunları bildikten sonra neden ortaçağ karanlığı
diyelim. Bence bunun bir nedeni de kendimizi Avrupalı görmemizden
kaynaklanıyor. Ama biz hiçbir zaman Avrupalı bir medeniyet olmadık olamayacağız
biz İslam ve Doğu medeniyetinin temel taşlarından biri olacağız.
Avrupa ortaçağ karanlığından Rönesans ve reform yaparak
kurtulmuştu. Peki, ilhamı nerden aldı tabii ki bizim bilim adamlarımızdan aldı.
Örneğin İbni Sina Avrupa da Avicenna diye bilinir ve tıp alanındaki çalışmaları
Avrupa da çokça kullanılmıştır. Farabi Avrupa da Alpharabius diye bilinir
felsefe ve başka alanlarda çalışmalar yapmıştır. İbni Haldun’da siyaset,
iktisat ve sosyoloji alanında dikkate değer çalışmalar yapmıştır. Hatta
iktisatta Laffer eğrisi diye bir analiz vardır, Arthur Laffer bu çalışmayı
yaparken İbni Haldun’dan yararlanmıştır. İktisatla yakından ilgili olanlar
bilirler. Peki, İslam medeniyeti ilhamını kimden aldı diye sorabiliriz.
Öncelikle Kuran’ın ‘Oku’ emriyle ilham başlamıştır. Tabi ki bu işin manevi
boyutu bir de işin maddi boyutu var, oda eski yunan bilginlerinin kitapları
tercüme odaları kurulup Arapçaya çevrilmiştir. Ve bilim adamlarımız eski yunan
bilginlerinin çalışmalarından bu sayede yararlanmıştır. Avrupa da eski yunan
hakkında bilgiyi İslam medeniyetinin çevirilerinden öğrenmiştir daha sonraları.
Çünkü o dönemde kilise tarafından eski yunan kitapları yasaklanmıştır. Sonuçta
bilim, tabiri caizse bir bayrak yarışı İslam medeniyeti eski yunandan aldı,
Avrupa da İslam medeniyetinden aldı bayrağı daha ilerilere götürdü.
Dikkati çekmeye çalıştığım iki nokta var: Birincisi
kendimizi ve değerlerimizi küçümsememeliyiz. İçimizdeki cevheri iyi bilmeliyiz.
O zamanlar güzel çalışmalar yapılabildiyse şimdide yapılabilir. O zamanlar
büyük bilim adamları ve âlimler çıkarabildiysek şimdide yapabiliriz. İkincisi
ise tarihi doğru ve o döneme göre yorumlamak gerekiyor. Kendi tarihimizi
avrupanın gözüyle değil kendi bilincimizle idrak etmeliyiz.
email: doganozkocaman@gmail.com
email: doganozkocaman@gmail.com
Yorumlar